26 Şubat 2014 Çarşamba

Tonla Kazan

TonlaKazan Nedir?
TonlaKazan, Turkcell abonelerine arandıkça puan kazandıran bir sistemdir. TonlaKazan Üyeleri kendilerini arayanlara reklam dinlettikçe, kampanya limitleri çerçevesinde puan kazanırlar. Bu puanlar ile katalogdaki ürünlerden diledikleri hediyeleri alabilirler.

Sistem Nasıl İşler, Ben Nasıl Kazanırım?
Öncelikle www.tonlakazan.com ya da wap.tonlakazan.com sitelerinden TonlaKazan servisine üye olman gerekir. TonlaKazan’a kayıt olduktan sonra wap.tonlakazan.com veya www.tonlakazan.com sitesine gelip listelenmiş tonlardan birini seçmen gerekir. Tonu seçip telefonuna atadıktan sonra, görüşme yaptıkça kazanacaksın.

Seni arayanlar, sen telefonu açmadan önce bir markanın reklam müziğini dinleyecek*. Telefonu açıp görüşmeye başladığın an limitler çerçevesinde gün içerisinde aldığın her tekil cevaplı çağrı için 10 puan kazanacaksın.

Ayrıca, bir gün içerisinde en fazla 20 tekil çağrıdan puan kazanabilirsin.

Gördüğün gibi, TonlaKazan sisteminde kazanmak için aslında yapman gereken pek bir şey yok gibi. Tek fark artık arandıkça kazanacaksın, daha çok aran daha çok kazan.

Bir reklam tonunu kesintisiz olarak 1 hafta dinletebilirsin. Aynı veya farkılı bir tonu tekrar dinletmek için siteye gelip tekrar ton seçmen gerekir.

TonlaKazan’la ilgili her türlü soru ve sorunlarınızı iletişim formumuzu doldurarak iletebilirsin.

* Görüşmen sen cevap verdiğin an başlar. Seni arayanlar tanıtımın tamamını dinlemek zorunda bırakılmaz. Yalnızca sen arama çağrısına cevap verene kadar geçen süre boyunca o tanıtım dinletilir, sen cevap verince de hemen kesilerek görüşme başlatılır.


Devamını Oku

Turkcell Karşılıksız Bedava 50MB İnternet

Turkcell kullanıcılarının son zamanlardaki en büyük yakındığı nokta paketlerdeki fiyatların aşırı seviyelere çekilmiş olmasıdır.
Öğrenci paketlerinin bile pahalı fiyatlara yükseldiği şu günlerde ilaç olacak bir paketten bahsedeceğim. Aklınıza şöyle birşey gelmiş olabilir ;
- Bilmem ne yazın bilmem ne numarasına gönderin hemen 50mb kazanın diyen para tuzağı uygulamalardan bahsetmeyeceğim. Ben cebinizden bir kuruşun dahi çıkmayacağı bir uygulamadan bahsedeceğim. 

Tonla Kazan
Tonla kazan servisi Turkcell kullanıcıları için oldukça popüler bir uygulamadır. Öyleki servisin haftalık 100.000 kişi tarafından kullanıldığı bilinmektedir. Burada dikkat etmemiz gereken nokta tonla kazana üye olup kendinize bir ton seçmek. Ton seçtikten sonra sizi arayan kişiler bu tonu dinleyecek ve siz aramayı cevapladığınızda anında size 10 puan yüklenecektir. 

Turkcell 50MB İnternet Bedava
Turkcell internet fiyatları bilindiği üzere çok pahalı fiyatlarla satılıyor. Aylık 100MB paket bile 7TL gibi fiyata sahip. Tonla kazandan günlük 50Mb internet sahibi olmak için 80 puan biriktirmiş olmamız gerekiyor. Buda her aranmanın 10 puan olduğunu düşünürsek 8 aranmada 1 internet paketi alabileceğinizi gösteriyor. Burada dikkat etmemiz gereken bir noktada şudur ;
- Bir günde sizi arayan aynı numaradan yalnızca bir kez puan kazanabilirsiniz.

Bende bir tonla kazan kullanıcısıyım. Aylık 1500 puana yakın puan toplamaktayım. Buda demek oluyor ki aylık 19 gün civarı bedava internet sahibi olmuş oluyorum. Yani 19*50MB= 950MB internet almış oluyorum. Üstelik hiçbir ücret ödemeden.

Devamını Oku

Whatsapp Artık Daha Güvenli

Facebook'un satın aldıktan sonra gündeme bomba gibi düşen Whatsapp yeni özelliği kullanıcılarına sunmaya başladı. Whatsapp yakın zamanda sürüm güncelleyerek iki yeni özelliği kullanıcılarına sunacak. Bu yeni özelliği ile daha güvenli bir ortam sağlayacak olan Whatsapp'ın işte yeni özellikleri;

Profil fotoğrafınızı rehberinizde ekli olmayan göremeyecek
Whatsapp bu yeni özelliği ile kullanıcılarına daha güvenli bir ortam oluşturuyor. Rehberimizde ekli olmayan istenmeyen kişiler artık resimlerimize ulaşamayacak. Önceki sürümünde herkese açık olan profil resmi bu şekilde daha korunaklı hale gelmiş oluyor.

Son Görünme Zamanı
Son görünme zamanında da yeniliğe giden Whatsapp ; kullanıcılarının son görün zamanının görünmesini istediği kişileri seçme imkanını tanıyor.

Devamını Oku

19 Şubat 2014 Çarşamba

İş Günüm - 3

İşe başlayalı bugün 15 gün oldu. Tecrübelerimi sizlerle paylaşmak adına İş günüm -3 'ü de yazma kararı aldım.
secici yazar iş günüm
15 gün içerisinde 60'dan fazla yazı yazdım. Normalde daha hızlı yazarım ama Seo'ya uygun olması adına istenilen nitelikler sürekli değiştirildiğinden benim yazılarımı günde 4 yazı ortalamasına kadar düşürmüş durumda. Günde istenilen şekile uygun 10-15 makale çıkartabilen birisi olarak 4 beni hiçte tatmin etmeyen bir rakam. Bu hafta yavaşlamamın sebeplerinden biriside işten çıkartıldığımı düşünmek oldu. 3 gün boyunca attığım Mail'lere yanıt verilmedi. Bende bunu işten çıkartıldım olarak algıladım ve kendime süre tanıdım. Kafamı dinledim hatta bu arada bir de gezi yaptım. Bu gezimi de sizinle " Adada 2 Gün " adlı yazımda paylaştım. Arkadaşlarımla birlikte gerçekten farklı bir deneyim oldu.

Sabırlı olmak; çalıştığım süre içerisinde şunu öğrendim. Çok sabırlı olmalıyım. Sabrımın son noktasında geldiğim anlarda bile kendimi bu şekilde motive ettim. Sabırlı olmamı kendi iç sesimde kendime söyledim. Bu işi mutlaka devam ettirmeliyim diye elbet bir kural yok. Ama ben tuttuğumu kopartan bir yapıya sahip olduğum için çıkartılmayı yada çıkartılma düşüncesini hazmedemedim.

Bu düşünceden dün emin olmuştum. Artık kesin çıkartıldım düşüncesi ile yeni çalışacak firma aramaya başlamıştım ki ansızın telefonum çaldı. Genel müdürüm yine kibar bir sesle beni karşılamıştı. Sanki hiçbir kuşku duymamışım ve uzun yıllar birlikte çalışacağımızdan eminmiş gibi kararlı bir sesle sorularına yanıt verdim. Kendisi 10 adet makale başlığı gönderdiğini bunlarla ilgili 300-400 kelime arasında yazıların yazılması gerektiğini söyledi. E-mail gelen kutumu kontrol ettim ve gelen mail de belirtilen konularla ilgili yazıların acil yazılması gerektiği belirtilmişti. 19.00 'da başladığım yazıyı saat 00.00 'da bitirip son kontrollerimi yapıp gece 1 'de teslim ettim. Hızlı ve Yorucu bir gündü çalışmanın tatlı yorgunluğu bu olsa gerek.

Değerli zamanınızı ayırıp yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim. Bir sonraki yazım Benim Hikayem-2 'yi 21 Şubatta okuyabilirsiniz. Görüşmek üzere...
Devamını Oku

18 Şubat 2014 Salı

Kaptan Köşkü

Bu yazımı yazı takvimine de astığım üzere 17 şubat tarihinde hazırlamayı planlıyordum ama yoğun işlerimden dolayı yazım 12 saat civarı gecikme yaşadı. Öncelikle değerli okurlarımdan özür diliyorum. Sizlerin ilgisinin gün geçtikçe arttığını hissedebiliyorum. Günlük yazımın okunma sayısında tekil ziyaretçi sayısına kadar tüm bilgilere erişebiliyorum. Güzel geridönüşler aldığım zaman elbet bende ayrı bir seviniyorum ve sayfama dört kolla sarılıyorum. Sizlerin bu geridönüşleri sayesinde bende hevesleniyorum.

Gelelim konumuza "Kaptan Köşkü" burada benim bahsedeceğim ne bir roman ne bir restaurant nede bir cafe ben sizi tamda hayatın içerisine sürüklemeyi planlıyorum. Adalar yolculuğuma başladığımda telefonuma dalmış adalara seyir halinde ilerliyorduk. O kadar dalmışım ki yanımda "çattt" diye kapanan kapı beni oldukça ürkütmüştü. Sonra hemen kapının üstündeki yazı gözüme çarptı. "Kaptan Köşkü" ben hayatımda hiç o odaya girmedim. Bu yüzden merak ettim elimde telefon başladım araştırmaya. İlk etapta önüme Kaptan Köşkü Restaurant geldi. Eee yemek yemeyi seven milletiz bu yüzden aratmanın ilk sonuçlarını hep restaurantlar cafeler oluşturuyordu. Tabiki benim ulaşmak istediklerim bununla uzaktan yakından alakalı değildi. Sonrasında görselleri açtım şu görüntü ile karşılaştım.
Nekadar da muhteşem öyle değil mi? Şu konfor belki bir çoğumuzun evinde bile mevcut değildir. Örneğin benim evim malesef bu kadar temiz ve konforlu değil. Vapurla yolculuk etmenin ne kadar keyifli olduğunu binenlerin hepsi bilir. Hatta o keyfi kat kat arttırmak için hava soğuk bile olsa vapurun iç tarafına değil hemen dış tarafına doğru yöneliriz. Dalgaların sesine karışmış martı sesleri ile yolculuk etmek elbet herkesin hoşuna gidiyordur. Peki Kaptan Köşkü'nde yolculuk etmek? Kaçımıza nasip olur ki.

Bu konu ile ilgili yazılmış bir hikaye çok hoşuma gitti. Siz değerli okurlarımla da paylaşmak istiyorum:

"Ben bugün burayı gördüm, hatta 5 dakika kadife bir koltukta kaptanın komutlarını izleyerek ve onunla muhabbet ederek yolculuk yaptım. üstelik onur konuğu olarak. kan ter içinde yetiştiğim rutin bir vapur maceramda seferin bitmesine az kala görevli o kadar insan arasından benim yanıma gelip "siz bıdıbıdı hastanesinde mi görev yapıyorsunuz? (ne dediğini anlamadığım bir isim söyleyerek) xxx sizinle görüşmek istiyor" dedi. ben de "evet de gelsin görüşsün o zaman" dedim en paranoyak ve işkilli halimle. "kaptan ama..bırakamıyor ki orayı, gelemiyor" dedi. Yine saçma bir macera içinde olduğumu teyit etmiş olarak hınzır gülümsememle kaptan köşküne yönlendirildim arkadaşımla. Bir de ne göreyim daha bu sabah hastaneye kontrole gelmiş, uzun süre hastanede yatıp sıkıntılı dönemlerden geçmiş hastamız meğer bizim vapurun kaptanıymış. Çok sağlıklı ve mutlu görünüyordu, adına çok sevindim. "Koşarak son anda binince tam emin olamadım, keşke daha önceden davet edip çay ikram etseydim" dedi. Sanki o maun ve kadife temalarıyla insanın üstüne gelen yer, dalgaları izleyerek ve rüzgarı hissederek her zaman oturduğun yerden çok üstün bir yermiş gibi. Adı köşk ya sözümona. "vay be" dedim, "itile kakıla, kuşa döndürülmeye çalışan ücretler ve iyice sıradanlaştırılmaya çalışılan itibar ile yapmaya çalıştığım şu mesleğim en azından bana maluliyet raporu çıkana kadar kaptanın seferlerinde kaptan köşkünde seyahat hakkını ve hayriye teyzenin taze köy yumurtalarını yeme zevkini bir süre daha verecek gibi.." Vapurdan gülümseyerek inerken bir arkadaşımın üniversite yıllığına benim için yazmış olduğu "komik şeyler hep seni mi buluyordu yoksa sen mi olayları komikleştiriyordun karar veremedim" cümlesi aklıma geldi. artık emindim, komik olaylar beni buluyordu."

Umarım yazımı beğenmişsinizdir. Sizleri bir sonraki yazım olan iş günüm-3 yazımı okumanız için de sayfama davet ediyorum. 19 şubatta yayınlanacak olan yazımı kaçırmayın.
Devamını Oku

16 Şubat 2014 Pazar

Adada 2 Gün

Prens Adaları; daha bilinen adı ile Adalar Belediyesi. İstanbul'un incisi Prens Adaları. Prens adalarına yaz kış vapur saatleri çerçevesinde ulaşım sağlayabiliyorsunuz.
İlkbahar-Yaz programında vapur saatleri daha sık şekilde ayarlanırken Sonbahar-Kış programında hali ile daha seyrek oluyor. Vapur saatlerine uyup vapura atlıyoruz. Sonrasında adalar vapur saati geldiğinde vapurumuz kalkıyor. Vapur Kabataş'tan kalkıyor önce Kadıköy'e uğruyor. Kabataş Kadıköy arası tam 20 dakika. Bu 20 dakikalık yolculuktan sonra Adalar yolculuğumuz nihayet başlıyor. Büyükada prens adalarının en büyüğü ve vapur ile en uzak mesafede bulunuyor.
Büyükada İskelesi Manzara


Adalar yolculuğumuz şöyle sıralanıyor. Vapur ile ilk ulaştığımız ada sırası şu şekilde; Kınalıada , Burgazada , Heybeliada ve Büyükada... Kısa bilgilendirmeden sonra nihayet yazıma geçebilirim. Büyükada'ya daha önce 1 kez gitmiştim. Malum üniversite öğrencisi finallerden sonra kendisini biryerlere atıp kafasını dinlemek ister. Bende hiç plan yapmadığım halde bir geziye katıldım. Arkadaşlarım adalar planı yapmış ve bende ansızın davet edildim. Bu beklemediğim bir davetti. Önce biraz mırın kırın ettim kararsız kaldım ve gelmiyorum dedim. Sonrasında gece saat 9 da telefonum çaldı. İnce bir sesle arkadaşım ısrar etti ve gelmemi rica etti. Bende kıramadım kendisini hemen vapur saatlerini açtım baktım 23.00'da son vapur var. Saate baktım 2 saatim vardı. Hemen hazırlanmaya başladım evden apar topar çıktım malum istanbul trafiği vapur saatinden 10 dakika önce ancak varabilmiştim. Vapur kalkmaya başladı ve başladı yolculuğum. 1 Saat 35 Dakikalık yolculuktan sonra 00.35'te Büyükada'ya ayak basmıştım.
Türk Telekoma Ait Elektrikli Araç

Büyükada pansiyon ve Büyükada otel araştırmaları sonrasında arkadaşlar en uygun otel ve pansiyon karşılaştırmaları sonrasında en ideal yeri tutmuşlardı. Adaya ayakbastığım da bana ilk hayal kırıklığımı Dominos Pizza yaşatmıştı. Karnım o kadar açtı ki saat 2 ye kadar açık olduğunu düşündüğüm için Dominos hayali ile yolculuğu sürdürmüştüm ama malum ada şartlarında ada kuralları da değişik oluyor. Adada saat 2 ye kadar değil 23.30 'a kadarmış pizza siparişleri malesef 23.00 vapur saatlerinden kaynaklanan gecikme beni o zevkimden mahrum bırakmıştı. Mecburen açık bir büfe bulduk 5tane tost yaptırdık. Adam fiyatların dışarıdaki tabelasında yazdığını unutmuş olacak ki 2,5 olan tost fiyatını bize 5,5'tan hesapladı. İnanmayacaksınız ses çıkartmadan oradan ayrıldık. Gece gece uğraşacak enerjiyi kendimde görmemiştim. Birinci gece kurduk soframızı alkolümüz yemeklerimiz ve mezelerimiz... O gece 3 kişiydik. İlk geldiğimde Büyükada'yı beğenmemiştim ama geçirdiğim 2 gün bana tüm görüşlerimi değiştirmişti. Temiz havada bisiklet turumuz , sahilde yemek keyfimiz , evimizde alkol soframız herşey sadece bizim içindi.

Ansızın gelen telefon ile muhteşem iki gün geçirmiştim. Giderken hesapta 1 gün kalacaktım. 1.Gece kaldıktan sonra vapur saatlerine baktım ve adadan ayrılmak için harekete geçtim. Malesef vapuru tam 3 kez kaçırdım bende o gece de gitmemeye karar verdim. Zaten arkadaşlarımda gitmemem için gözümün içine bakıyorlardı. Bende 3 kez kaçırınca dedim ki vardır bir hayır gitme bu gece de kal vapur saatlerini sürekli kaçırıp duruyordum. İkinci gece yağmur yağdı. Herkesi ertesi gün olası bir vapur seferlerinin iptali konusunda endişe kaplamıştı. Allahtan öyle birşey olmadı bizde sağ sağlim evlerimize ulaştık. Hepinize tavsiye ederim Adalar'da konaklamak gerçekten bir ayrıcalık. Özellikle Kış mevsiminde...

Herkese Hayırlı Pazarlar Mutlu Tatiller
Devamını Oku

15 Şubat 2014 Cumartesi

Bir Kızı Olmalı İnsanın

Bir kızı olmalı insanın

BİR KIZI OLMALI İNSANIN
Canını emanet ettiğin,elin,ayağın,gözün,kulağın,her şeyin.
Bir kızı olmalı insanın.
Bir hata yaptığnda,gözlerinin içine baktığın,bakar bakmaz masumiyetiyle saniyeler içinde eridiğin,vefasına taptığın.
Bir kızı olmalı insanın.
Evinde babasına,annesine karşı nazlı niyazlı,
Sokakta cadılığından ve hışmından korktuğun.
Bir kızı olmalı insanın.
En az yakan araba - Görmek için tıklaman yeterli
Herkes terkettiğinde seni,varlığında da,yokluğunda da,evliyken de,bekarken de
babacığım ya da anneciğim diye kucak açtığında,gözyaşlarıyla bağrına bastığın.
Bir kızı olmalı insanın.
Demlediği çayı süzülerek getirdiğini seyrettiğin,
Pişirdiği kahvenin tadına gizlediğin,özenle bezediğin.
Bir kızı olmalı insanın.
Canıyla canlandığın,varlığıyla anlamlandığın,
Özlemiyle ve iç çekişlerinle dağ dağ efkarlandığın.
Bir kızı olmalı insanın.
"Dünya bir yana,kızım bir yana" diyebildiğin...
                                                   
                                                                            Yrd.Doç.Dr. Ahmet FİDAN


Devamını Oku

9 Şubat 2014 Pazar

İş Günüm -2

Bugün işe başlamın neredeyse birinci haftası oldu. İlk haftam verilen işin en iyi şekilde yapılma şartlarını öğrendim. Bilgiliyim sandığım konunun aslında daha da incelikleri varmış. İçerik yazarlığının zorluğu olmasada çalıştığım kişi çok titiz birisi bu yüzden herşeyin en ince detayına kadar dikkat ediyor.

Bu iş anlamında beni zorlasada aslında benim için bulunmaz bir nimet. Yaşım genç olduğu için eğitim sürecinden geçiriliyorum. Üstelik bunun karşılığında layığı ile yaptığım iş içinde para kazanıyorum. Hem eğitim ücretsiz bir hal almış oluyor. Hemde karşılığını maddi anlamda kazanmış oluyorum.

İçerik yazarlığında temel nokta ilgi göstermek. Araştırmacı olmak ve Türkçeyi düzgün kullanabilmektir. Sizden istenen bir konuda yazı yazmanız için o konu hakkında geniş bilgiye sahip olmalısınız. Siz ne kadar geniş bilgiye sahip olup Türkçe'yi ne kadar düzgün kullanırsanız okuyucununda o kadar dikkatini çekersiniz.

Freelance içerik editörlüğü işine emin adımlarla devam ediyorum. Birlikte çalıştığım kişi yani genel müdürüm gerçekten çok anlayışlı birisi . Ben üniversite öğrencisi olduğumdan önceliğimi derslere vermeme izin veriyor ve verdiği işlerde esneklik sağlıyor. Bende bunun karşılığında verdiği iş sonrasında bir gün veriyorum o gün yetişeceğine dair söz veriyorum. Sözümü tutup güvenilir çalışan kimiliğimi kazanınca sanıyorum herşey daha kolay olacaktır.

Ben secici yazar. İçerik yazarlığında 1.Haftam. Tecrübelerimi ve işin zorluğunu siz değerli okuyucularımla paylaşmaya devam edeceğim. Bana seciciyazar@gmail.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Devamını Oku

4 Şubat 2014 Salı

Facebook 10 Yaşında

Sosyal Medya'nın devi dediğimizde tartışmasız herkesin ortak bir cevabı vardır "Facebook" . Facebook 10 yaşında. Facebook yeni yaşını hem giriş sayfasından hemde Facebook Papers uygulaması ile duyurdu.

10 yılı şerefine yapılan bu uygulama adeta Facebook çöküşte söylentilerini anında kesti. Uygulamanın geliştiricisi kullanıcıya yönelik uygulamaların hız kesmeden devam edeceğini söyledi.

Facebook uygulamasında tamemen kişiyi baz aldı. Sizin istediğiniz kategorilerde haberler sunarak tamamen size hitap ediyor.

Yine ayrıştırıldık
Tahmin edildiği gibi uygulama şuanlık sadece ios için geliştirildi. Yakın zamanda Android'e de gelecek olsada aynı anda piyasaya sürülmesi genel beklentimizdir.
Devamını Oku

3 Şubat 2014 Pazartesi

İş Günüm -1

Çalışmaya başladığım şirket ile oturduk uzun uzun konuştuk. Onlar şartlarını sıraladılar ben anlamadığım noktaları bir daha sordum bir daha sordum sağolsunlar onlar da sıkılmadan usanmadan beni ciddiye alarak saygı ile cevap verdiler. Bu konuşmalarımız internet üzerinden olduğu için bana 1 gün yazmayı bıraktılar ve bende başladım soğuk soğuk terlemeye , çünkü freelance bir iş benim için biçilmez kaftandı. Öğrenciyim iş yerine gitmek buna zaman ayırmak yola zaman ayırmak , iş ortamının stresi bunlar bir öğrenciye çok çok ağır yüklerdir.

1 günlük bekleyişimin ardından kalan sorularımı telefondan cevaplamak üzere telefondan aradıklarını bildirdiler. Başladık telefonda konuşmaya ; kendileri benden isteklerini belirttiler bende elbet ücret konusunda soru sormakta ısrar ediyordum. Nihayet beklediğim tatmin edici cevabı aldım ve hayırlı olsun deyip telefonumuzu kapattık.

Bugün kendi işyerimiz haricinde başladığım ilk iş günüm. Umarım benim için hayırlı olacak bir işe başlamışımdır. Bunun gerçekleşmesi için o kadar uzun süre bekledim emek verdim ki...

Freelance içerik editörlüğü işine nasıl bu kadar kolay alındınız diye soracak olursanız. Aslında hiç kolay olmadı. Bunun öncesinde 2 yıllık hazırlık süreci , sonrasında 4 yıllık ara ve sonrasında tekrar 2 yıllık bir emek ve nihayetinde istediğim noktadayım. Umarım bundan sonrasında da herşey yolunda gider.

İşime başladım. Bugün içerik editörlüğümün birinci günü...
Devamını Oku

2 Şubat 2014 Pazar

Süper Siyahiler


Anlayaacağınız üzere Emenike , Webo ve Sow'dan bahsediyorum. Kişisel blogda spor ne alaka dediğinizi duyar gibiyim. Blog tanımımda yazdığı gibi "Hayata Dair Herşey" hayatın içinde spor'da varsa pek tabiki bundan da bahsetmek istiyorum. Fenerbahçeli misiniz diye soracak olursanız. Fenerbahçe taraftarı değilim ama ne demişler yiğidi öldür hakkınıda ver.

Fenerbahçe'nin süper zencileri ; Webo , Sow ve Emenike
Emenike'yi Türk Futbolu ilk kez Karabükspor'da tanıdı. Emenike 2.lig serüveninde golcü Karabükspor'un en golcü futbolcusu olarak aynı zamanda gol kralıda olmuştu. Karabükspor'da 100Bin TL'den daha az paraya oynayan Emenike artık Milyonlar değerinde.

Pierre Webo; bu ismi İBB ile tanıdık. İBB ile çıktığı ilk maçını izlemiştim. O maçta 2 gole imza atan Webo'nun belli standartlarda olduğunu hatta Türkiye Ligimiz için üst sınıf bir golcü olduğunu anlamıştım. Ama ne yalan söyleyeyim 33 yaşındaki bir futbolcunun büyük kulüplerimiz tarafından fark edilip transfer edeceğini ummazdım. Fenerbahçe'nin transfer ettiği ilk günkü yorumumda Süleyman Youla benzetmesi yapmıştım. Bilenler bilir Gençlerbirliğinde dillere destan oyunundan sonra Beşiktaş'a transfer olan S.Youla kısa sürede takımdan uzaklaştırılmıştı. Böyle bir son beklerken Webo beni en çok şaşırtan isim oldu.

Sow ; bu isim transfer edildiğinde resmen bazı kesimler kıskanmıştı. Gervinho ile yan yana oynayan Lille 'yi efsane başarılara götüren bu ikiliden birisi artık Fenerbahçe'deydi.

Sow + Emenike + Webo = 9 + 8 + 7 = 24 Gol

Süper Ligdeki bazı takımlar:

Karabükspor  20 Gol
Bursaspor       22 Gol
G.Antepspor   23 Gol
G.Birliği          22 Gol
Antalyaspor    23 Gol
Ç.Rizespor     19 Gol
Elazığspor       22 Gol
Kayserispor    13 Gol
K.Erciyesspor 15 Gol

Süperligimizin güzide 9 takımından daha golcü 3 isimden bahsediyoruz. Boşuna "Süper Siyahiler" demedim.
Devamını Oku

Benim Hikayem-1

Kişisel blogumu açtıktan sonra tercihen ismimi açıklamayı , cinsiyetimi bilmenizi istemedim. Çünkü; kalemimde bir cinsiyet sezmenizi istemedim. Benim bir kimliğe bürünmemin yazılarımı zedeleyeceğini düşündüm. Beni tanımadığınız için de belki sizin için yapmacık yada inandırıcılıktan yoksun bir kişilik olacaktım. Kim bilebilir ki...

Bugün "benim hikayem" adlı yazımın 1.bölümüne başlamanın mutluluğunu yaşıyorum. Benim kim olduğumu bilmenizi istememiştim. Ama benim kişisel blog serüvenime başlayana kadar hangi yollardan geçtiğimi , hangi zorluklarla karşılaştığımı , bu zorlukları nasıl aştığımı , beni bu işe teşvik eden heveslendiren kişinin kim olduğunu bilin istiyorum. Yazıma başlarken 1. bölümümün yalnızca giriş tarzında olmasını istiyorum. Sizleri sıkmadan umarım uzun soluklu bir yazı yazmayı başarabilirim.

Gelelim Bu İşe Nasıl Başladım
Sene 2006 site kurma merakım o yıllarda başladı. O senelerde "bedava site kur" , "kolay site yapımı" şeklinde aratmalardan tr.gg uzantılı siteler yapıyordum. Biliyorsunuz çoğunlukla tasarım içerikli sitelerdir bunlar ekstra bir maharete de gerektirmez. Derken yıl oldu 2007 sonrasında blogger ile karşılaştım.Tabi blogger o zamanlar eski teması ile , yani şimdiki modern görüntüsünden çok uzaklarda. Sayfanın sağında solunda mini slaytlar youtube'den alınmış videolar ve süper büyük bir kapak resmi.Sözde sınıfın sayfasını yapmıştım işte. Geçenlerde adresini hatırladım bakayım dedim hala duruyor mu sitem diye ama malesef yayından kaldırmışlar.

2006-2008 yılları arasında sitecilik işine fena kafayı takmıştım. Çalıştım çabaladım ama istediğim gibi birşeyler elde edemedim. Kendimi de geliştiremiyordum. Olduğum yerde sayıyordum sürekli aynı tarz projeler sıkmıştı beni. Bende bırakış o bırakış taa ki ocak 2013'te üniversitede aynı masada yemek yerken yaptığımız bir muhabbete kadar.

Umarım sizi sıkmamışımdır. Yazıma değer gösterip okuma sabrını gösterdiğiniz için teşekkür ederim. Devamı olan "Benim Hikayem-2" buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.
Devamını Oku

1 Şubat 2014 Cumartesi

Blogger Haber Sitesi Teması

Blogger ile haber sitesi oluşturmak artık çok kolay. Hemde etiket bazlı slider ile manşet derdiniz yok. Önceden tek tek manşet resmini ayarla yazı linkini ayarla diye uğraşırken 1 habere bile yarım saatimin gittiğini bilirim. Artık herşey çok kolay. Sizde bu temaya ücretsiz sahip olabilirsiniz.
Demo                İndir


Linklerde herhangi bir sorun olursa " seciciyazar@gmail.com " adresinden ulaşabilirsiniz.
Devamını Oku

İçerik Yazarlığından İlk Kazancım

İşe girdiğim şirketin talebi üzerine Seo'ya uyumlu yazdığım yazılarımı tek tek bulurken elbet kişisel blogumdan da bir kaç yazı örneği ilettim. Yazılarımı incelerken son yazdığım yazının tarihi gözüme ilişti. Blogumu ihmal ettiğim düşüncesine kapıldım. Sonuçta artık bu işten para kazanacaktım. 2 yıllık emeğimin sonucu nihayet bana ek gelir olarak geri dönecek.

2 yıl boyunca internetten para kazanma yolları aradım. Çalıştım çabaladım olmadı. Tam umudumu kaybedip sektörden çekilecektim ki evde yazar'ın yazdığı yazı bana umut ışığı oldu. Önerdiği şey kafamda hemen bir ampul oluşturmuştu. Neden aklıma daha önceden gelmemişti ki...

Önerisini dikkate aldım kendi becerilerimi sıraladım ve umut etmeye başlamıştım. Ne için diye soracak olursanız emeğimin karşılığını almak için umut etmeye başlamıştım. 2 haftalık azmin,beklentinin ve çalışmamın sonucu nihayet mutlu son ile sonuçlandı. 

Kelime üzerinden ücretlendirme alacağım ilk işimde freelance çalışacağım. Kendi performansımı bildiğim için ortalama kazancımda haftada 100TL civarında olacaktır. Öğrenci için ve evde çalışıp para kazanan biri için sanırım ayda 400 TL oturduğun yerden hiçte fena gözükmüyor.

Bende internetten yazı yazıp para kazanmanın yolları diye bir yazı yazacağım. Ayrıca İnternet serüvenimi uzun soluklu bir şekilde blogumla paylaşmayı düşünüyorum. Bu işe ilk başladığım günü , ilerlediğim yolları , çektiğim zorlukları derlemeyi istiyorum.

Blogumu daha yakından takip etmelisiniz. (Facebook'ta bizi takip edin.)
Devamını Oku